14 Mayıs 2011 Cumartesi

Tim Burton




Sadece bir filmini izleyin bu adamın. Yalnızca tek. Emin olun daha sonra yönetmeni Tim Burton olan bir filmi kolayca ayırt edebileceksiniz. Bir filmi beş dakika izleyerek, yönetmeni tahmin edilebilir mi? Tim Burton ise yönetmen, evet edilir. Tim Burton, işte size tarzı olan bir adam. Christopher Nolan'ın aksine başladığı yolda devam etmektedir. Burton nasıl başladı ise öyle devam eden, inanıyorum ki öyle de bitirecek olan bir fenomendir gözümde.


Bu kadar övgü ile bahsediyorsun da neymiş bu adamın tarzı anlat bakalım şeklindeki sesleri duyar gibiyim :P. Anlatalım.

Tim Burton, garip karakterler, abartılı sahneler, gözleri kilitleyen muhteşem fonlar, fantastik işlemeler ve tüm tuhaflıklara rağmen insani değerleri gözümüze gözümüze sokan kurgular'ın tamamıdır. Tim Burton tam anlamı ile yukarıda saydıklarımdır. Bir Edward S
cissorhands (Makaseller)'i, bir Willy Wonka'yı başka türlü nasıl açıklarsınız? Yönetmenin en önemli özelliklerinden biri de Stop-motion animasyon tekniğini filmlerinde kullanmasıdır. Filmlerini izleyenler bilirler, gotik betimler vazgeçemediği unsurların başında gelir. İzlemeyenler mi? Onlar yazıyı şu an okumayı bıraksın ve hemen izlemeye koyulsunlar ;)



Bakalım Tim Burton bu işe nasıl ve ne zaman başlamış? İlk filmi bir kısa film. "Vincent" Yıl 1982. Koca bir filmde anlatılacak şeyleri Burton 6 dakikalık bu sessiz animasyona sığdırmıştır. Vincent ile ben geliyorum dediği Hollywood'a 6 sene sonra bir başyapıt ile Beetlejuice (Beter Böcek) ile sağlam bir merhaba demiştir. Hemen ardından Batman - Edward Scissorhands – Batman Returns (Batman Dönüyor) filmleri gelir. Tim Burton artık merhaba diyen değil denilenlerden olmuştur.1992 yılında çektiği Batman Dönüyor filmi ile 2003 yılı arasında 5 film çeken Tim Burton bana kalırsa bu 11 senesini verimsiz geçirmiştir. Filmlerin kötü olduğunu asla söylemiyorum. Lakin 2003'den sonra gelen filmler yönetmenin zirve zamanlarını oluşturmuşlardır. Belkide ilerleyen teknoloji ile istedikleri daha yapılabilir olmuştur. Lakin şahsi kannatim 2003 sonrası 9 sene ile 1992-2003 arasındaki 11 sene arasında büyük fark olduğudur. 2003'de Big Fİsh (Büyük Balık) ile başlayan bu seri, Corpse Bride (Ölü Gelin), Charlie and the Chocolate Factory (Charlie'nin Çikolata Fabrikası), Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street (Sweeney Todd: Fleet Sokağı'nın Şeytan Berberi) ve Alince in Wonderland (Alice Harikalar Diyarında) ile günümüze ulaşmıştır. Şu sıralar Johnny Depp ve Helena Bonham Carter'in başrollerini paylaşacağı Dark Shadows filmini çekmekle meşguldür. 2012'de gösterime girmesi planlanan filmi sabırsızlıkla bekliyorum. Filmografi kısmına yazının ilerleyen kısmında yer vereceğim...



Burton'un başarısında ki muhtemelen en önemli unsurlardan birisi de Johnny Depp'tir. Akla hayale sığmayacak karakterler yaratan Burton ve akla hayale sığmayacak karakterlere bürünebilen Depp. Daha kusursuz bir uyum olabilir mi? İnsan DNA'sını saymazsak :) Bu iki adamdan daha çok şeyler bekliyorum. Zira, en sevdiğim filmi de Burton'un Edward Makaseller'dir. Nefes almadan izlediğim 10 dakikada izlemişim gibi hissettiğim bir filmdi. Bir de bu Tim Burton şanslı biraz galiba. Helena Bonham Carter gibi çok değerli bir oyuncu ile nişanlı olmasından bahsediyorum. Artık filmlerinde bu isim de görünür oldu ki, Fleet Sokağının Şeytan Berberi filminde Depp ile uyumu ve ortaya çıkan iş akıllara ziyandır. Benim gibi fantastik film delisi olan biri için bulunmaz bir nimet Tim Burton.

Tim Burton ve Filmografisi için;

http://www.imdb.com/name/nm0000318/


7 yorum:

Adsız dedi ki...

Tim Burton gerçekten şahane bir yönetmen, tarzı diğerlerinden farklı, hemen anlaşılır ve fark edielir. Dediğin gibi Depp ile birbirlerini o kadar iyi tamamlıyorlar ki ancak bir Helena Bonham Carter hayranı olarak eklemeden edemeyeceğim, onun da bu filmlerde boy göstermesi filmleri ayrı bir şahane yaptı. Yazı güzeldi, Tim Burton'ın filmlerinin hepsi oturup tek tek izlenmelidir. Selamlar bu arada:D

MeLLo dedi ki...

Teşekkür ederim. Selam bu arada :P Aynen öyle. Helena Bonham Carter-Johnny Depp-Tim Burton. Yaklaşan Dark Shadows filmi ve umuyorum ki bu üçü ile niceleri. :)

Adsız dedi ki...

Bir zamanlar yukarıdaki yazıyı destekleyebilirdim. (Edward Scissorshands, Ed Wood, Beetle Juice vs)

Artık aşağıdaki videoyu destekliyorum: (Charlie and the Chocolate Factory, Sweeney Todd, Alice vs.)

http://www.youtube.com/watch?v=bFzLRP8e4vE

Eski güzel bir hikayeyi al, Tim Burton renklerine boya, aynı müzikler, Johnny Depp, genç kızların çantalarını süsle..

Güzel ama daha aktif olması gereken bir blogunuz var, sevgiler, saygılar...

estorn dedi ki...

Elimizden geldiği kadar sık güncellemeye çalışıyoruz, ama tabi okuldu sınavdı derken epey ihmal ettik. İlginize teşekkür ederiz.

MeLLo dedi ki...

Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Editörümünde dediği gibi biraz ihmal ettik. Şu an yeni yazımın hazırlıklarını yapıyorum. En kısa zamanda bir diğer yönetmenle karşınızda olmayı planlıyorum. :) Yorumunuza gelince aslında yorumdan çok tespitte bulunmuşsunuz. Doğrudur eski hikayaler filmlerine konu oluyor bazen Burton'un. Ama sadece Burton'a değil bir çok filme eski hikayeler ev sahipliği yapar. Kaç tanesi Burton'un bıraktığı etkiyi bırakabilir, hatta bırakıyor ? ...

Adsız dedi ki...

Ben de ilginiz ve cevaplarınız için teşekkür ederim. Kaleminizden (klavyenizden daha doğrusu) diğer yönetmenlerle ilgili fikirlerinizi okumak keyifli olacak. :)
Şu satırları yazarken klavyemin birkaç karış ötesinde bir Edward Scissorhands oyuncağı duruyor. Eski bir hayran olarak yeni işlerinin birbirine fazla benzemesi, oyuncularından müziklerine ve en önemlisi atmosferine kadar "birbirlerinden copy/paste edilmiş" duygusu vermesi beni çok rahatsız ediyor. Yoksa eski hikayeler kullanmasında bir sakınca yok. Ama bana kolaya kaçıyormuş gibi geliyor. Tim Burton'ın eski işleriyle yaratığı etkiyi artık yaratabildiğini düşünmüyorum. Edward S.'nin, Beetle Juice'un, Ed Wood'un bir çok sahnesi üzerinden yıllar geçmesine rağmen aklımda hala. Oysa Alice'den hiçbirşey hatırlamıyorum şu an. Oysa Lewis Carroll'un eseri uzak ara en sevdiğim kitaptır. Yukarıdaki Youtube videosuna da bu sebeplerden katılıyorum. Neyse, bunlar sadece benim fikirlerim.
Blog konusunda sizlere iyi dileklerimi sunuyorum yeniden. Umarım zamanla daha aktif olur ve çok daha fazla okura ulaşırsınız.

MeLLo dedi ki...

Güzel dileklerin ve yorumların için teşekkür ederim. Dediğim gibi sen bir tespit yaptın. O tespite katılıyorum ve belki vurucu cümle şu "kolaya kaçmak" aslında son üç filmi bende kolaya kaçıyor etkisi bırakmadı. Ama Burton hayranları için bu etkiyi bırakması hiç olağan dışı değil. Tamamen katılmasamda doğru temas ettiğin yerler var. Yapıcı yorumların var ve benim bakmadığım yada bakamadıpğım bi pencereden bakmışsın... Teşekkürler ;)